Son günlerde özellikle atalarının yaşadıkları dönemde yaptıklarının bugün kendilerine para, itibar, statü ve sağlık kaybı olarak dönmesiyle bir türlü yüzleşemeyen insanlarla çok sık karşılaşıyorum. O kadar zor günler yaşıyorlar ki “intihar” bile ciddi bir seçenek olarak görünüyor gözlerine. Hepsinin kaderini onurlandırıyor ve hepsine acil şifalar diliyorum.

Elbette kendim için de kabullerim var. Onları BEN görüyorsam, fark ediyorsam, iyileşme süreçlerine katkıda bulunma görevinde kendimi buluyorsam, “bu benimle ilgili değil, onun meselesi” diyemeyeceğimi biliyorum. Bütün geçmiş yaşamlarıma, o yaşamlarda ortaya koyduğum aydınlık ve karanlık her etkiye, atalarıma, atalarımın kendi zamanlarında ortaya koydukları aydınlık ve karanlık her türlü etkiye % 100 EVET, bütün yaptıklarını kendi zamanlarının gerekliliği ve kader planlarının birer parçası olarak bir kez daha onurlandırıyorum.

Bence siz de öyle yapın. Unutmayın o deneyim ve anıların hepsi DNA kaydı olarak içinizde taşınmaya devam ediyor ve sizin kızdığınız her şey kendi içinizde kaynama yapıyor. 

Bu yazdığımı okumak başka, anlamak başka, idrake geçirmek başka, hayata geçirecek kadar kabullenmek ve sahiplenmek daha başka bir şey. Okuduysanız, fark ettiyseniz bu “size dönüşüm için bir şans verildi” anlamına geliyor. Gerisi size kalmış, bu şansı nasıl değerlendireceksiniz?

Bugün çok para elde etmek adına çok can yakanların bu davranışına bu da benim içimin yansıması o zaman % 100 EVET” demenin ötesinde bir de fiillerine ortak olan, bu durumdan nemalandığını sanan ve bu nemaları da sonsuza kadar yaşamlarında “iyi birer değer” olarak tutabileceklerine inananlar var aramızda. 

Unutmayalım ki o sülalede doğmuş olmamız sadece ve sadece oradaki o kayıtların kendi geçmiş yaşam deneyimlerimizdeki anıları tetikleyici olarak seçmemizin bir sonucudur. Bilelim ki gelecekte BİRLİK Bilinici’ne ulaşabilmemiz, o kayıtların bizim üzerimizde yaratacağı etkilerin kendi edimlerimizin bir kısmını dengeleyebilmemiz için fırsat sağlayacağına güvenip yaşam planımızı ona göre yapmamıza bağlı. Yani öyle “atam yaptı, bana ne” diyemeyiz ve sadece “kabul ederek” özgürleşebilmek için de kendi içimizdeki karanlıkları % 100 kabul etmeli, özür dilemeli ve arınmak için AN’dan AN’a çalışmalıyız.

Sizce “babam ne yapıyorsa bizim için yapıyor, çalıyor, bana emanet ediyor, bana da çaldırıyor, bütün sülalemize gelecek hazırlıyor” diyen bir zihniyet benim dediklerimi idrak edip hayatına katar mı? 

Bence bugün yaşayan bu nesil içimizin en karanlık parçalarını yansımasından ibaret. Ben hepsine içimin en karanlık parçalarını gösterdikleri için teşekkür ediyorum ve hepsinin gelecek nesillerine Allah yardım etsin diyorum. Belki, sadece Allah gerçekten çok yardım ederse, belki o zaman içimizin bu karanlık parçalarının yansıması dünyayı kendi bireysel çıkarları için karartmaktan vazgeçerler.

Aksi halde BİRLİK kurulamayacak yerlere gitmeye hazırlanan Köle Bilinci’ni ceplerine koyup oralara geçmek zorunda kalacaklar. Nereden mi biliyorum? Biliyorum çünkü bazılarımızın içi bütün bu karanlık döneme rağmen ışıklı kalmayı yeğliyor ve dünyayı artık aydınlık yönetmeye başladı.

Hamt OL’sun…

Zeynep Alan Sevil Güven