Bugün Dünya denilen gezegenin zamanıyla 07/09/2003 ve ben AherRa…
Gezegenim Uloynamas galaksisindeki Aynüd ‘de yaşamını sürdüren siz güzel varlıklara, Dünya ‘nın çevresinde dolaşmakta olan ana gemimiz aracılığı ile son bir aydır üzerinde çalıştığım “Tatil” adlı ilk raporumu gönderiyorum.
Dünya gezegenindeki insanlar bütün bir Dünya senesi boyunca “Çalışmak” dedikleri ilginç bir olayı gerçekleştirdikten sonra ( Halbuki biliyorsunuz bizde her canlı, bedeni ile birlikte olduğu süre boyunca gezegenin varlığı, bütünlüğü, korunması ve galaksimizin barışı için, kendi seçtiği bir konu ile ilgilenir. ) izin alarak ( Çalıştığı yerin sahibinden ki bu da bana çok garip geldi, bizde herkes kendinin sahibidir. ) tatil dedikleri şeye doğru gidiyorlar ki, bu da genelde deniz kıyısında bir yer oluyor.
Dünyalı varlıklar, deniz kıyısına gidiyorlar dedim ama genelde burada denize gireceklerine, içine tatlı su doldurdukları bazı çukurlara giriyorlar, bunlar küçük ve durağan su dolu olduklarından, bakteri ve mikrop barındırmıya müsait olmakta ve canlılara denizin verebileceği yararların aksine zarar vermekte ama Dünya canlılarının bu da pek umurunda gözükmemekte, bu küçük çukurların içinde alt alta üst üste “yüzme” dedikleri bir etkinliği yerine getirmeye çalışıyorlar. Bu arada su dolu çukurun etrafında bazı olaylar cereyan ediyor. Görevli bir varlık eşliğinde herkes bir takım hareketler yapıyor, hopluyor ve zıplıyor. (Genelde yine dişiler…) Çukurun içinde ise ellerinde yuvarlak bir cisim olan bazı canlılar bir o köşeye, bir bu köşeye saldırıyor ve arada sırada da “Gooooool” diye bağırıyorlar. Bir başka köşede ise, iri yarı, kıllı varlıklar birbirlerinin üstlerine oturarak boğuşuyorlar, buna “Deve güreşi” diyorlarmış. Bu boğuşma stiline denizde de çok sık rastlamıştım…
Deniz kenarında neler oluyor ? Varlıklar bu su dolu çukurlara ve denize girerken “Mayo” dedikleri bir giysiyi kullanıyorlar, bu giysi erkeklerde tek parça, dişilerde ise iki parça… Ama bazı dişiler bunun üst parçasını takmayabiliyorlar, “olabilir” diyeceksiniz ama, bunu takmayan dişilerin çevresinde yere yüzüstü yatmış, gözleri sabitlenmiş, sanki şoka girmiş, kıllı bir takım erkek canlılar bulunuyor, bunun neden olduğunu anlayabilmiş değilim ! Haa birde güneşlenen daha yaşlı dişilerin yanından geçerken yavaş sesle “I ‘am Jigolo” diyerek geçen genç erkekleri ise hiç anlayabilmiş değilim… Bütün bunların yanısıra “benim dişime nasıl bakarsın” diye birbiriyle kavga edenleri ise anlamak mümkün değil ! Bunlar herhalde Dünyaca bazı davranışlar, zaten bazı varlıklara, bu konuları sorduğumda da cevabını alamadım…
Bana çok ilginç gelen bir diğer konuda, Dünyalı varlıkların “Yemek” dedikleri olaydı ;
Akşam olduğunda herkes üstlerine şıkırtılı, parıltılı bir takım garip giysiler giyerek masa ve sandalyelerle dolu bir alana geliyor ve bir görevli varlığın onlara kapıyı açmasını bekliyorlar. Görevli varlık kapıyı açtığı anda dünyalılar birbirlerinin üzerlerinden atlayarak çeşitli yiyecekler ile dolu masalara hücum ediyorlar ve her gördüklerinden ellerindeki tabaklara üst üste doldurmaya başlıyorlar ve sonra masalarına koşuyorlar, masalarının üzerinde boş yer kalmayıncaya kadar bu işe devam ediyor ve sonra oturup yemeye başlıyorlar, masadan kalktıklarında bu aldıkları yiyeceklerin % 50 ‘si masada kalıyor ve bunlar başka görevli varlıklar tarafından alınarak çöpe atılıyor. Aklıma bundan önce Dünya ‘ya gelişimde gittiğim “açlıktan insanların öldüğü” Afrika kıtası geldi kardeşlerim !!!
Tatil hakkındaki raporum bu kadar sevgili kardeşlerim, gelecekte bu Dünya gezegeninden sizlere yeni raporlar göndermeye devam edeceğim. Dünyadaki varlıkların laf olsun diye kullandıkları şekilde değil, gerçekten ;
Sevgi ve ışıkla kalınız…
AherRa
